20 Ocak 2017 Cuma

Adın diyorum, bu kadar mı güzel olur

Nedendir bilmem, mevsimlerden sonbaharı her zaman daha çok sevmişimdir. Yaprakların değişik renklerde oluşunun cazibesi mi etkiler yoksa romantik ruha sahip olmam mı inanın onu da bilmiyorum.Düşünüyorum da aslında her bir yaprağın renginde kendimi saklıyorum. Mesela sarı renkte heyecanlarımı, yeşil renkte ise tüm dinginliğimi mutluluğumu... Tek tek diğer mevsimleri gezip kendimi aramaktansa bir tek mevsimde buluyorum kendimi.
Ve yine böyle mevsim mevsim gezerken kızarıyor yapraklarım. Kalbimin çarpıntısını aşıyor yapraklarımın hışırtısı.
Ben ki hep sarıya çalmışken, sarıya çalmaya alışmışken nasıl oluyor da kızarıyor yapraklarım?
Bu konu aşıp geçiyor beni.
Sen ki karşıdan yolları aşıp aşıp geliyorsun ya, yollarım çiçkeleniveriyor, tepeden tırnağa titreme sarıyor vücudumu.
Adın diyorum, bu kadar mı güzel olur. Ya bu evren? Bu an? Bu mevsim?
Nasıl oluyor da değişiyor her şey? Yerle yeksan olmaya yüz tutmuşken tutuyorsun ellerimi. Avuçların yaz ortasında güneşte kalmış kum gibi, sımsıcak. Ne oluyorsa oluyor. Bak değişiyor mevsimim; değiştiriyorsun.
Beni alıp bana katıyorsun.
Etrafımı adını bilmediğim onlarca çiçek sarıyor.Sen öptün diye beni, bu gökyüzü pırıl pırıl oluyor.
Adın  diyorum, bu kadar mı güzel olur.
Tutup çekiyorsun beni bir yokuşsıra. Koşturuyorken tutup kaldırıyorsun, dökülüyor sarı yapraklarım.
Bıraktığın an beni, çiçekler açıyor kaldırımlarda. Nihayet dökülüyor kırmızı yapraklarım.
Sen tutup öpüyorsun parmak uçlarımdan. Yeşeriveriyor tüm yapraklarım.
Sonbaharı seviyorken, ilkbahara aşık oluyorum.
Her şey birden bire oluyor. Herşey değişiyor bu evrende, bu gökyüzünde.
Bir tek şey değişmiyor; ne zaman öpsen beni, yeşilleniyor yapraklarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İçerdeyiz, kendimiz dahil her şeyin dışında

Dışardayız; sarı güneşin altında, caddelerde, parklarda, kafelerde... Tekerleri dönüyor arabaların tekerleri duruyor, ışıklar renk değiştir...