10 Haziran 2016 Cuma

İçimizden bir insan

Yazıma başlarken;
şarkı yüreğine dokunsun...
aslında uzun süredir yazmak isteyip bir türlü klavyenin başına oturamıyordum. 
içimde öyle fırtınalar kopuyor ki tarifi yok, 
sözcüklerin duygularıma karşılıksız kaldığı zamanlardayım.
Kimim ben? Ne istiyorum?
 ve önemlisi bu yaşadıklarımı hakediyor muyum cidden?
Suçlu muyum? haksız mıyım?
İnsan içindeki kötülükleri göremiyor mu?
İnsan kendi içinde yüzleşince mi yüreğinin masum olduğuna inanıyor?
ve ben
 nereden geldiğimizi bilmem ama nereye gittiğimizi çok iyi anlıyorum...
Yaşam...
Yaşadıklarım...
son birkaç gündür üzerinde baya düşündüm.
Anılarım gözümün önünden bir perde gibi akıp giderken ben sadece seyirciyim.
Neden yanlış kişi olma ihtimalini bir kez olsun düşünmeden seviyoruz.
Aşk mı bu? Yoksa...
Yaşayacaktın al dersine otur köşene sınanıyorsun mu diyor birileri?
"Seni dağladılar, değil mi kalbim,
Her yanın içi su dolu kabarcık.
Bulunmaz bu halden anlar bir ilim;
Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık."
Daha kaç kere dağlanacak bu yürek? Yetmedi mi, bitmedi mi hala?
Ben bu yüreğin altında ezilmeye başladım artık. Kaldıramaz oldum, ölmek için yalvarır oldum...
Hayır olayı dramatikleştirmiyorum. 
İnanın dostlarım ben her gece bunun için dua ediyorum.
Hayatımda en çok değer verdiğim kavram paramparça olmuş,
inci taneleri gibi dağılmışız, kırılmışız, ayrılmışız...
Yüreğimin cam kırıkları ruhuma batar kanatır yaramı.
Ben yaşadıklarımın seyircisi,
yüreği dağlanmış,
Ben yalnız, yapayalnız...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İçerdeyiz, kendimiz dahil her şeyin dışında

Dışardayız; sarı güneşin altında, caddelerde, parklarda, kafelerde... Tekerleri dönüyor arabaların tekerleri duruyor, ışıklar renk değiştir...